Acar basın açıklamasında şu görüşlere yer verdi; Basın tarihimizin karanlık dönemlerinden biri olarak bilinen sansür uygulamaları, 24 Temmuz 1908de İkinci Meşrutiyetin ilanı ile son buldu. 24 Temmuz 1908 günü, Türk basınında sansürün kaldırılışının 105. yıldönümü. 1908de Anayasanın yeniden yürürlüğe girmesinin ertesi günü çıkan gazetelerin, sansür memurları tarafından denetlenmeden çıkarılmış olduğu gün. Dolayısıyla Basında özgürlük yolunda atılmış tarihi bir adımdır. Sansürün kaldırıldığı 24 Temmuz günü, Cumhuriyetin ilanından sonra 1931de kabul edilen yasa ile Basın Bayramı olarak kutlanmaya başlandı. Yıllarca bayram olarak kutladığımız 24 Temmuzlar, medyaya getirilen kısıtlamalar, düşünce ve ifade özgürlüğünün önündeki engeller dolayısıyla tıpkı 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Bayramı gibi bayram olma niteliğini kaybederek, maalesef Gazeteciler Günü olarak anılır hale geldi. Günümüzde 1908 öncesindeki sansür memurları yok belki ancak özellikle Basın ve Yerel basın üzerinde oluşturulmaya çalışılan baskının yanı sıra, yalnızca kâğıt üzerinde kaldırılmış sansür uygulamaları var.Gazetecilere yönelik baskı, fiziki saldırı ve tehditlerin giderek artması, yayın organlarının toplatılması veya kapatılması, internet sitelerine erişimin engellenmesi, hazırlanan yasa ve yönetmeliklerle Radyo ve Televizyon kuruluşları hakkında çeşitli yaptırımlar uygulanmaya çalışılmasıyla birlikte değerlendirildiğinde, meydana getirilmeye çalışılan baskı ortamının gelecekte daha da kötüleşeceğine dair endişelerimiz hâsıl olmaktadır. Yerel basın ekonomik ve özgürlükler anlamında zorlu bir süreçten geçmekte. Bu nedenle eğer özgür bir Medyadan söz etmek istiyorsak, bunun en önemli şartının da kaybedilen hakların geri iadesi olduğuna inanıyoruz. Diğer taraftan yargısal baskılar, hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve Denetimli Serbestlik te Basın ve ifade özgürlüğünün önünde önemli bir engel olarak durmaktadır. Gazeteciler hakkında hapis cezası verildikten sonra ceza uygulamasının 5 yıl süreyle ertelenmesi, sansür uygulamalarının bir başka göstergesidir. İfade özgürlüğünü denetim altına alan bu uygulama, hem basın özgürlüğü hem de demokrasi ile çelişmektedir.Medya mensubu haberi; doğru, tarafsız ve hızlı şekilde vermek, olumsuzlukları araştırarak ve kamu yararını gözeterek habercilik yapmalıdır. Toplumu ilgilendiren konu ve olaylara karşı duyarlı olmalı, toplumu bilgilendirme işlevini yerine getirirken, mesleki ilkeleri ve etik değerleri gözetmeli, etki ve tesir altında kalmamalıdır.Basında sansürün kaldırılışının simgesi olan 24 Temmuz Gazeteciler Günü//tirnakkoydu//nde; Basın özgürlüğü önündeki tüm engellerin kaldırılmasını, düşüncenin suç olmaktan çıkarılmasını, gazetecilerin elinden alınan sosyal ve ekonomik hakların geri verilerek ekonomik anlamda refaha kavuşmasını temenni ediyoruz. Yerel Gazeteciler ve meslek örgütü olarak üzerimize düşen sorumluluğun bilinciyle hareket ederek tüm basın çalışanlarının 24 Temmuz Gazeteciler Gününü kutluyorum.
Yorum Yazın