İbrahim Akpınar

İbrahim Akpınar

Mail: portalgazete@gmail.com

Abd’nin Musul Oyunu

Ülkemiz ’de bir Lozan tartışmasıdır sürüp gidiyor. Lozan zafer mi yoksa bir hezimet anlaşması mıydı? Kimilerine göre zafer, bazılarına göre ise hezimetti. Acaba gerçekten Lozan nasıl bir anlaşmaydı? Ve özü itibariyle şirketimiz ve de insanımıza neler kazandırmıştı? Yurtta barış, dünya da barış, Lozanın amentüsü dersek konu biraz daha aydınlatılmış olur. Edirne ile Kars arasına sıkıştırılmış bir cumhuriyet, hiçbir şeye karışmayan bir devlet, Osmanlı geçmişini inkar eden bir zihniyet, kültürüne ve tarihine düşman bir anlayış, alfabesinden kafa da ki feshi ’kadar devrimlerle devşirilmiş bir insan topluluğu, Osmanlı hanedanını bir gece de yük trenlerine tıka, basa doldurup Avrupa’ya sevgisine gönderen batılı kafa…  Bu tespitleri daha çok örneklerle sürdürüp gider. Gelelim ABD’nin Musul oyununa askeri hareket başlaması ABD’nin planlarını alt üst etmiş, intikam hırsıyla tüm terör örgütlerini müttefik etmiş bulunmaktadır. ABD Türkiyeyi cezalandırmak ve de Cerablus askeri hareketini başarısız kılmak amacıyla her yolu denemektir. Bunun en bariz misali hedefte Musul operasyonu olmadığı halde Türkiye’yi işin içine katmaksızın, ansızın  musula operasyon başlatıldı. Amerika Musul’u terk ederken modern silahları Iraklı askerlere teslim etmişlerdi. Ancak kısa bir süre sonra DAEŞ Musul’a saldırmış hiç direnişle karşılaşmadan kendilerine bıraktığı modern silahları bırakarak kaçmışlardı. ABD Musul’a operasyonu Musul’a kurtarmak olmadığı apaçık ortadadır. Neden derseniz DAEŞ dâhil tüm terör örgütlerinin hamisi ve kurucusu ABD olduğu gerçeğini sağır sultan bile bilmektedir. İşin tehlikeli yönü Musul’da sıkıştırılan DAEŞ’li teröristlerin Iraklı Asker’den aldıkları modern silahlarla Rakka’ya geçmeleri, Suriye’de ki askeri hareketini sürdüren Türk Askerinin Cerablusu DAEŞ’ten temizledikten sonra hedefin de El Bab ve Rakka bulunmaktadır. Şayet iddia ettiğimiz gibi Musul’dan Rakkaya çekilen DAEŞ militanları ellerinde ki modern ABD silahlarıyla Rakkaya tahkim edip güçlü bir savunma hattı ile günlendirirse, Akkaya operasyon yapmayı düşünen Türkiye’yi böyle bir askeri hezimeti durdurmayı ve Suriye batağın da bozmayı düşünen ABD’nin bu menfur planını anlamak çok da zor olmasa gerek. Lozan’da çizilen sınırlar delik deşik olmuştur muhalefet partileri özellikle CHP “Bizim Suriye’de ne işimiz var ?” diyerek ABD’nin Türkiye’de sözcülüğünü yapanlara Allah akıl fikir versin demekten kendimizi alamıyoruz. Aksine ayağına taş değen kaplumbağa gibi kabuğuna çekilmeyip her yerde olmalı çünkü ülke savunması artık sınırlarda yapılmamakta ülke savunması Musul’da,Rakka’da,El Bab’da başlamaktadır. Tüm bunlar göz önüne alındığında Türkiye’yi nasıl bir tehlikenin beklediğini görmek ve de ona göre önlemlerini almak zorunluluğu vardır. Suriye’de planları alt üst olan Amerika ve müttefiklerinin adeta kimyaları bozulmuş durumdadır.Emperyalizimin temsilciliğini yapan ABD Ortadoğu’da belasını aramakla kalmıyor bir Şii ve Sünni savaşı çıkarmak için elinden geleni ardına koymuyor. Bizi yönetenler ABD’nin sinsi planlarını yakın takibe alarak bu mensur oyunları bozmalıdır. Bir ayrıntıda göz ardı etmeden uygulamak isterim; Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u kuşatmış toplarıyla surları döverken Bizanslılar Kiliselere toplanmış ”Melekler acaba erkek mi dişi mi? “ tartışmaları yapıyorlarmış. Türkiye üç cephe de savaşırken bizdeki tartışmalar da Bizanslıların durumuna benzemektedir “ FETÖ’yu sen beslemedin mi? PKK ile masaya oturarak barış yapan sen değil misin? Gibi iç tartışmalarla Türkiyenin iç dinamikleri zayıflatılmaktadır. Gün ülkemize ve birliğimize sahip çıkma, birlik ve beraberliğimizi pekiştirme günüdür.Suriyeliler,Iraklılar,Afganlılar,Filistinliler gibi mülteci konumuza değişmemek için incir çekirdeğini doldurmayan tartışmalardan uzak durmalıyız. Bizden söylemesi aksi takdir de yarın çok geç olabilir.

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar