Yarım asır sonra ülkemizde bir ilk gerçekleşti ve demokrasimiz adına bir milat yaşandı. Statükocu ve kapalı, karanlık toplum özlemcilerinin her türlü ayak oyunlarına karşın halkımızın demokrasiden yana tavır koyarak toplum mühendislerinin oyunlarını boşa çıkardı. Ve böylece Türkiye yarım asırlık ömründe ilk kez demokrasiye ev sahipliği yapma bahtiyarlığını yaşadı. Halka rağmen hiç bir şeyin yapılamayacağını oliğarşik düzen sempatizanlarının suratına inen okkalı bir Osmanlı şamarı ile bu durum daha iyi anlaşılmış oldu. Millet iradesinin önemsendiği bir sürecin ilelebet ve sonsuza dek yaşatılması en büyük ideal ve gayemiz olmalıdır. Yoksa bin ümitle bindiğimiz demokrasi treninin nerede, nasıl hangi istasyonda durdurulacağını bilmiyoruz. Ancak bildiğimiz bir şey var ki bundan böyle üçüncü dünya ülkesi olma yaftasından kurtulan ülkemizin hiçbir zaman muz Cumhuriyeti olmayacağı gerçeğidir. Eli nasırlı, ayağı çıplak, bir tas çorbaya muhtaç insanların oluşturduğu sessiz yığınların ezber bozan, sratükoyu alt üst eden tutum ve davranışları her tür takdirin üzerinde olmakla beraber söz konusu insanların ellerinden ve alınlarından öpmek bir vicdan borcu olacaktır. Defolu demokrasiden gerçek demokrasiye geçme hazzını bizlere yaşatan “karnını kaşıyan” değil kafaları karıştıran olaylara imza atan kenar mahalle çocukları,ezilmiş,horlanmış halk katmanları kendisine ve ülkenin kaderine hükmedecek kadroyu merkezin tam göbeğine taşımak suretiyle oligarşiye ve oligarşik düzene dur deme cesaretini gösterdi. Bizlerde Ekspres gazetesi olarak bu olumlu sürece tam destek olacağımızı ayrıca refikimiz olan diğer ceridelerinde aynı minvalde hareket edeceklerini ümit ederken basınımızın da ülkemizin demokratikleşmesi konusunda üzerine düşen görevi yapacağına inanıyoruz.
