İbrahim Akpınar

İbrahim Akpınar

Mail: portalgazete@gmail.com

Derunun Bitmeyen Senfonisi

İnsanı hedefine götürecek, menzili maksuduna ulaştıracak, bir pusulası kadar öneme haiz grafiği ve ölçeği olmayan bir yol haritasından bahsedeceğiz bugün. Kutsal inanç öğretilerinden insanın cennetten kovulduğuna ve dünyada bir sürgün hayatı yaşadığına inanılır. Bezmi ezelde, ruhun ete ve kemiğe bürünmeden önce soyut bir halde iken cenneti bizzat gördüğü onun nimetlerinden müstefid olduğu rivayet edilir. Cennet nimetleriyle ve güzellikleriyle tanışmış ve yaşamış olan derunumuz, cennetten kovulduktan sonra misafir olarak geldiği dünyada mütemadiyen hep o cenneti aramış, onun özlemiyle yanıp kavrulmuştur. Nerede bir harikulade güzellik görse, hemen oraya koşmuş cennet diye. Ve her güzelliğin ihtişamında hep o kovulduğu ve öldükten sonra kavuşacağı cenneti aramıştır.Nasıl yani bir ney sesi duyduğunuzda yüreğiniz derinden sarsılıyor, içimiz doluyor, gönlümüz kanıyorsa ney de Mevlana’nın deyimiyle kamışlıktan koparıldığı günden beri hep ağlayıp inlemekle, koparıldığı, ayrı düştüğü vatanından ayrı kalmanın derin hüznünü yaşamaktır. Bu hasret ve gurbet bitinceye kadar, ne hem ağlayacak hem de derunundan kopup gelen sesler hiç dinmeyecektir. Ta ki diyarı gurbet olan bu dünyadaki yolculuğu nihayet buluncaya dek.İşte yol haritasının önemi işte bu yolculukta ortaya çıkmaktadır. Ancak, derunundan gelen sesler, uyarılır, çağrılar bize her zaman ölçeksiz bir yol haritası olmuştur. Biz de yön ve gidişatımıza buna göre çizersek kaza yapma riskimiz hemen hemen yok olacaktır. Gönül ekranı her türlü kirlenmeden ve karlanmadan beri ve arı olduğu içindir. Ki kişi bu gönül ekranından çok uzaklarda olacak her türlü frekansını yakalar. Çoğu zamanda fiziki boyutu aşarak diğer insanların esrarını muttali olur.Hani ziyaret ettiğimiz din büyüklerimize bir konuyu kendisine arz etmeden bu zat içimden geçenleri okudu resmen deriz ya. İşte insan derunundaki esrarı bilmek bu olsa gerek. Deruni dünyası kirlenmiş, kalp ekranı kararmamış insanlar elbette bu esrarı çözmüş ve onun gizemini ve şifresini aynaya yansıyan görüntü kadar net ve berrak görebilmiştir. Ancak deruni dünyamızda kirlenmeler hat safhaya ulaşmış, ekran pas tutmuş olduğu insan derununda hiç bir şey göremeyiş asla güzellikleri seyredemez. Böylesi durumlarda, çığlık sesinden gayrı insanı başka bir ses duyması mümkün değildir. Meyhanelerin loş ışıkları altında bir köşede kendini uyuşturan insanın kulak zarlarını parçalayan o sesi, ancak ve ancak kendini alkolle zehirleyen kişi duyar ve bilir. Ve bu sesi susturmak ve de unutmak adına kişi alkole ve uyuşturucuya daha çok yönelir, daha çok içer, uyuştukça içme diyen o deruni sesi duymam azlıktan gelir ve zavallıca aldanır. Oysa saatler sonra kendine gelip sarhoşluk uykusundan uyandığında aynı sesi eskisinden daha şiddetli duymaya başlar. Ta ki kişi içindeki deruni bilip keşvedinceye kadar. Göktelenn 10. Katından kendini aşağıya sarkıtmak isteyen kişiyede yine aynı ses ulaşır. Kendini uyuşturan kişiye ‘içme’ diyen ses intiharı seçen insana da ‘yapma’ diyen, katılın içinde yankılanan, yoksulun sabrını tetikleyen zalimin içinde fren olan velhasıl tüm menfiliklerin negatif davranışlara siper ve set olan bu deruni sestir. Kişi derinlerden gelen bu sesle uyanır, gözlerini bu sesle dünyaya açar, aynaya her bakışında bu deruni sesin esrarıyla yüzleşir. Kişi sayet durumuna kulak verir, ona tabi olursa baktığı aynalardan utanmaz, her nazarında, aynada kendisinin seyri temas eder. Yoksa camdan dışarıya bakan bir insan çevrenin ve insanların güzellik ve halipur melalını görür. Aksi halde aynı cam bir sırla kaplayıp aynağa dönüştüğünde kişi aynada sadece kendi ahvalini görür. Derununda sırla kaplanan cama dönen insan ne nas ne de görüntüleri yakalayabilir. Bu tür bir hayat süren insanoğlunun hayatı hebaen mensura olmuş demektir. Yine Mevlana’nın deyişiyle ‘‘ kişi vardır deniz kenarında gezinir, safranı kabartır. Başı döner, kişi vardır denize dalar, deniz dibinden inci mercan çıkarır ’’  hülasa olarak derunu duymayan, dalmayı bilmeyen, elinde yol haritası olmayan insan derya denen denizin derinliklerinde kaybolup yok olmaya mahkum olur. 
Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar