Mustafa Ünalan

Mustafa Ünalan

Mail: mustafaunalan@hotmail.com

Diyanet İslam’a Aykırı Bilgileri Ve Hataları Ayıklama İşine Önce Kendi Meallerinden Başlatmalıdır

 Diyanet, İslam’a aykırı bilgileri [hataları] listeleme/ayıklama işini önce kendi meallerinden başlatmalıdır. Örneğin kendi meallerindeki ‘’peygamber’’ kelimelerini silmeli,  yerine ayetin lafzında bulunan kelime ne ise onu yazmalıdır [Nebi ise Nebi, Resul ise Resul]. Allah’ın Nebi ve Resul şeklinde takdir ettiği bu ifadeleri, Allah sanki bu iki kelimeyi –haşa- boş yere kullanmış gibi görmezden gelerek tek kelime ile tercüme etmemelidir. Çünkü bu bir tahriftir ve Kur’an’ın mesajını gölgelemektedir, Kur’an’ı çelişkili bir kitap haline getirmektedir, ayetler arasında çelişkiler ortaya çıkarmaktadır. Ayetlerdeki Nebi-Resul lafızlarına dikkat etmeden, ikisini de peygamber şeklinde tercüme edince ortaya çıkan bu çelişkiler şu örnekler üzerinden incelenebilir [hepsinde değil ama bu ayetlerin bir bölümünde Diyanet de bu hatayı yapıyor.]

Nebi-Resul ifadelerini peygamber diye çeviren meallere göre;

1) Araf 157’de ‘O peygamber size haram kılar’ buyrulurken, Tahrim 1’de ‘Ey Peygamber! Neden haram kılıyorsun?(koyamazsın)’ buyruluyor.

2) Ahzab 57’de, Allah, peygamberi üzenlere dünyada da ahirette de lanet eder ve onlara alçaltıcı bir azap hazırlar buyruluyor. Ama Ahzab 53’te peygamberi üzen ashab için böyle bir tehdit bulunmuyor, hatta Tevbe 88 ve 100’de Allah’ın onlardan razı olduğu ve onları cennetle müjdelediği bildiriliyor.

3) Ahzab 36’da ‘peygamber bir şey emrettiği zaman artık inanan bir erkek ve inanan bir kadın için başka bir seçeneğin bulunmadığı, peygambere karşı çıkanın açık biçimde sapmış olacağı’ bildiriliyor. Ama Ahzab 37’de peygamberin emrine itaat etmeyen Zeyd hiç kınanmıyor. Hatta kendisi bu ayette ‘Allah’ın nimet verdiği kimse’ olarak niteleniyor. Yani Kur’an’da ismi zikredilen tek ashab olma şerefine nail olduğu gibi imanı da Allah tarafından tescil ve ilan ediliyor.

4) Nisa 65’te ‘Peygamberi hakem tayin edip de verdiği hükme razı gelmeyenler iman etmiş olamazlar’ deniyor. Ama Mücadele 1’de peygamberin hükmüne razı gelmeyen ve hatta onunla tartışan, mücadele eden bir kadın için böyle bir niteleme yapılmıyor, hatta Allah o kadını haklı buluyor ve kocası hakkında peygamber ile tartışan bu kadının beklentisini karşılayan ayetler gönderiyor.

5) Nisa 115’te ‘Kim peygamber ile tartışır ve ona muhalefet ederse onu cehenneme sokarız’ denirken, Enfal 5,6’da peygamber ile tartışan ml’minler böyle bir tehditle karşılaşmıyor. Hatta Allah onları Tevbe 88 ve 100’de cennetle müjdeliyor.

6) Ahzab 30-33 arasında ‘Ey peygamber hanımları, siz diğer kadınlar gibi değilsiniz, daha dikkatli olun, eğer bir hayasızlık yaparsanız sizin cezanız iki kat olur, peygambere itaat edin’ buyrulurken, Tahrim 4,5’te peygambere itaat etmeyen, hatta ona karşı bazı hileler yapan iki peygamber eşi böyle bir tehditle karşılaşmıyor. Ve Allah peygamberi boşanmanın eşiğine getiren bu iki eş de dâhil tüm peygamber eşlerini arındırıyor ve hepsini müminlerin anaları ilan ediyor.

7) Tevbe 90’da peygambere karşı yalan söyleyenler küfürle/cehennemle tehdit edildiği halde Tahrim 4,5’te peygambere karşı yalan söyleyen –ona hile yapan- iki eş böyle bir tehditle karşılaşmıyor.  İçinde böyle çelişkilerin bulunduğu bir meal/kitap ile kimi İslam’a davet edeceğiz? Analitik bir gözle bakan biri bunları fark edince ‘’Bu Allah’ın kitabı olamaz, çünkü içinde çelişkiler var’’ demez mi? Oysa bunlar Kur’an’ın değil meallerin çelişkisidir, çünkü ilk ayetlerde yer alan kelime Resul, ikinci ayetlerde yer alan –veya kast edilen- kelime Nebidir, mealdeki çelişkilerin nedeni bu iki kelimeyi peygamber şeklinde tercüme etmekten kaynaklanıyor. Ve ne yazık ki Diyanet meali de dâhil pek çok meal bu hatayı yapıyor, çünkü Nebi, Resul farkını bilmiyorlar, görev farkı olduğu halde ikisi de peygamber diye çevriliyor. Kuran’a baktığımızda 4 ayrı Muhammet anlatıyor, 1: Abdullah oğlu vatandaş Muhammet 40 yaşına kadarki hayatına Kuran sen iman nedir kitap nedir bilmezdin henüz sana bir kitap vahy inmemişti diyor ŞURA süresi 52, 2: Nebi seçilen Muhammet, Ta-ha 13, Seni seçtim vahy edilmekte olanı dinle. 3 Resul Muhammet Araf 158 aldığı vahy olan ayetleri tebliğ eden Resul Elçi Muhammet tebliğ ettiği her şeye şartsız inanıp uyulan NİSA 69 çünkü Allah Acze ve Celle adına ayet ile konuşurken ki hâli. 4 Kuran Muhammet NİSA 59; Aranızda anlaşmazlığa düştüğünüz zaman dini konuyu Allah’a ve Resulüne götürün diyen bu ayeti, nasıl anlamalıyız?

Mesela Allah Azze Ve Celle bizle direk konuşmaz, Resulü Elçisi aracılığı ile kullarına mesajını ayetini iletir, Resul AS da öldü. Alanın vahy olan ayetlerini gönderdiği Resul, bu ayetleri ağzı dili dudağı ile seslendirip, tebliğ ettiği için, Kuran Muhammet, kıyamete kadar hep var olacak, bizler dini bir konuda ayrılığa düştüğümüzde Kuran Muhammet AS gitmemizi Allah Azze Ve Celle emrediyor.

Mesela Diyanet Depremde evlatlık edinme konusuna Kuran bütünlüğü içinde baktığımızda doğru,  fakat anlatım şekli Kuran ayetleri ile dillendiremediğinden yanlış anlaşıldı, oysaki AHZAP süresi 4,5, 36,37ve 38 ‘inci ayetler ile anlatılsa idi, evlatlık edinile bilineceği, fakat dinen mirasta öz evlat gibi olamayacağı,  annesinin ve babasının adı ile anılacağı, bayansa ev halkının öz erkek çocuklarına, erkek ise bayan çocuklar büyüdüklerinde öz kardeş olmadıkları için, ama mahrem olacakları, anne baba da Öz anne baba olamayacağından, aklen bedenen olgun böyle bireyler  biri diğerine dinen namahrem olur.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar