Dördüncü güç olarak adlandırılan medyanın olumsuz, kötü niyetli insanların elinde nasıl kötü bir silah haline geldiğini geçtiğimiz günlerde atılan haber başlığıyla daha da açık ve seçik olarak gördük. Kalemini kötüye kullananlar şantajcı, tehditkâr ve bel altı vuruşlarla işin içine ana, bacı, eşi karıştırarak ikiyüzlülüklerini tüm gerçekliğiyle ortaya koydular. Basın ahlak kurallarından bi haber olan sözde gazeteciler, hedeflerindeki kişilere dişlerini geçiremeyince işin içine hedeflerindeki kişilerin ailelerini de karıştırarak, sahip oldukları ilkeleri, projelerini, makam mevkilerini, sözlerini, davranışlarını soyut ve gereksiz bir şekilde eleştiri yağmuruna tutarak ve bunun yolunu açarak, can sıkarak toplum nezdinde ki itibarlarını sarsmayı sağlamayı amaç edindiler.Bu ne densizliktir. Arka planda neler olup bittiği muamma, ne oldu da birden bu atışmalar başladı bilmiyorum ama amaç belli etik kurallara bağlılık hissetmeyen kendini üstün gören enerjisini başkalarını inciterek yükselten bir grup insanla karşı karşıya bulunmaktayız. Sonuç olarak bu insanlar densizliklerini basit bir özür yazısıyla örtemezler.Çapsızca hedef aldıkları hanımefendiler, sadece hayat arkadaşı değil mücadele yoldaşı, dava arkadaşı ve yaptıkları ile toplumda pek çok kadın için birer rol modeldirler. Lider eşleri yalnız bugün değil her dönem etkili olmuşlardır ve kadın sorunları ve hakları için hanımefendiler kocalarından daha önde koşmaya devam edeceklerdir. Çünkü onların sorumlulukları daha büyük. Bu nasıl bir gazetecilik, nasıl bir ahlak anlayışıdır anlamış değilim. Bu tür çirkin saldırılarla bir şeylerden nemalanmaya, siyaset elde etmeye çalışan kimse ümitlenmesin "Güneş Balçıkla Sıvanmaz". Sevgiyle kalın…
