Mustafa Ünalan

Mustafa Ünalan

Mail: mustafaunalan@hotmail.com

Hadis Uydurma İlk Ne Zaman Başladı?

Dünyada her zaman insanları en iyi kandırmanın yolu; Allah’ı, peygamberi, Kur’an’ı, yani kısaca dini alet olarak kullanmak olmuştur. Bu tip aldatmalar, sadece İslâm tarihine de özgü değildir. İnsanlık, tarihinin her döneminde dinî inançları kullanılarak istismar edilmiştir.

Kur’an’ı tahrif edemeyeceklerini görenler, tabiri caizse surda delik açmanın Kur’an dışında bir takım yalanlarla mümkün olabileceğini düşünüp, kötü emellerini hadis uydurmak suretiyle gerçekleştirmişlerdir.İslâm tarihinde ilk hadis uydurması peygamberimizin sağlığında yapılmış; bir kişinin sevdiği kızı alabilmek için peygamberimizin ağzından bir yalan uydurması ile başlamıştır. Bunu duyan peygamberimiz ise herkesi uyarmıştır:“Kim bilerek ve kasten benim üzerime bir yalan söylerse ateşten yerine yerleşsin.”O zamanki Müslümanların nitelikleri bu tip bir cinayete zaten elvermiyordu. Onlar Kur’an ile terbiye olmuş ve eğitilmiş kişilerdi. İşin ciddiyeti gereği, ince eleyip sık dokurlardı ve her duyduklarının peygamberimizden de teyidini alırlardı. Peygamberimizden sonra Ebu Bekir ve Ömer dönemlerinde de hadis uydurma pek görülmemiştir. Gerçi peygamberimizin ölümünden sonra ilk halife seçimi sırasında ortaya atılan “İmamlar Kureyş’ten olacaktır” hadisi tartışılmıştır ama peygamber ağzından söz aktarma o dönemde yaygın değildir.Osman’ın öldürülmesinden sonra ise Müslümanlar arasında inanılmaz fitne ve olaylar baş göstermiş ve bunların taraftarları, otuz-kırk bin Müslüman’ın hatta sahabenin kanına girenler, olaylara ve tuttukları yola bir dayanak bulma mecburiyetine düşerek, hadis uydurmaya hatta uydurtmaya başlamışlardır. Herkes kendini öven, karşı anlayışı da yeren hadisler ortaya atmaya başlamış ve ilk hadis uydurma harekâtı böyle başlamıştır.Ömer ve Ali’nin birkaç sahabeyi azarladıkları ve tartakladıkları olmuşsa da uydurma hadislerle mücadeleyi ilk defa ciddiye alan ve ayıklamayı ilk emreden Halife Ömer b. Abdülaziz olmuştur. Harun er-Raşid de hadis uyduranları katletmiştir.Büyük hadis bilgini Abdullah b.El Mübarek bir gurup bilginle birlikte, uydurulmuş hadislerin tespit ve ayıklanmasına büyük emek vermiştir. (Allah onlardan razı olsun.)

Hadis Uydurmanın Amaçları:

1- Müslümanları içlerinden kendi silâhlarıyla vurmak, arı duru İslâm’ı tahrif ederek dini yozlaştırmak. (Bu amaç için genellikle Yahudi kökenli kişiler çok hadis uydurmuşlardır.)

 2-Bazı mezhep ve tarikat gibi ekollerin kendilerini güçlendirmek ve taraftar toplama gayretleri.

 3- Cahil halkın sömürülmesi.

4- Devlet adamlarına yaranabilmek, onlardan makam mevki koparabilmek.

 5- Din adamı geçinen bazı sapık ve cahil kimselerin, halkı ibadet ve takvaya gayret ettirmek, kötü şeylerden de uzak tutabilmek için peygamber adına hadis uydurmanın yararlı olacağı inancına sahip olmaları.

 6- Siyasi çıkarlar. (İlk kez Osman ve Ali ihtilâfı döneminde yaygınlaşan uydurmacılık daha sonra Şam’da saraylarda devam etmiştir. İstanbul’un fethini müjdeleyen hadis de o dönem uydurmalarındandır.)

7- Irk, kabile, dil, şehir ve imam taraftarlığı. (FANATİZM)

8- Gaflet, cehalet, kibir. (Bazı raviler iyi ezberleyememiş, bazıları bunamış durumda hadis rivayet etmişlerdir. Bazıları yanlışı ortaya çıkınca düzeltmemiş, bazıları da karıştırmıştır.)

Uydurulmuş Hadis Nasıl Belli Olur?

 Bunun birçok yolu ve usulü olmasına rağmen, bilimsel yöntemlerin herkes tarafından bilinmesi ve uygulanması imkânsızdır. Bu sebeple burada pratik ipuçları veriyoruz:

 Uydurulmuş hadis;

1- Kur’an ve sahih sünnete aykırıdır.

2- Anlamı bozuktur.

3-  Akla, bilime, tecrübeye, müşahedeye ve evrensel normlara ters düşer.

4- Ahlâksız, kişiliksiz, yalancı, çıkarcı vs. kişiler tarafından ortaya atılmıştır.

5- Rivayetteki sözler ve rivayetin konusu, peygambere yakışmayacak ölçüde bayağıdır.

6- Birçok insan tarafından duyulması lâzım gelen konularda sadece bir kişi tarafından rivayet edilmiştir.

7- Rivayet eden kişinin çıkarları doğrultusundadır.

8- Tarihî ve coğrafî bilgilere uymaz.

9- Peygamber tarafından rüyada öğretildiği iddiası ile sunulur.

Uydurulmuş hadisleri tespit etmenin bunlara benzer daha birçok yolu vardır. Ama bunların en sağlamı ve en kısa yolu hadisin Kur’an İle Sağlamasını Yapmaktır. Nasıl ki sarraflar altının saflık derecesini mihenk taşı ile tespit ederlerse, Müslümanlar da bir rivayetin doğru olup olmadığını Kur’an ile sağlama yaparak tespit etmelidirler.

Rasülüllah vahye muhatap olmadan Din, iman, kitap, tarih, felsefe, sosyoloji, hukuk bilmez biriydi. Hiçbir bilimin de uzmanı değildi. Kendisinin vahye tabi olması, vahyi izlemesi emredildi. O da aynen yaptı. Öyleyse Rasülüllah’ın din adına dediklerinin tümünün Kur’an’da bulunması gerekirdi.  Peygamber olduktan sonra din adına hangi hareketi yaptıysa o hareket Kur’an’ın uygulaması olması gerekirdi.Kur’an’a ters olanların yalan ve uydurma oldukları kesindir.

Meselâ;Birçok hadis kitaplarında, “VELED-İ ZİNA CENNETE GİREMEZ” ve “ÖLÜ, ARKASINDAN EHLİNİN AĞLAMASI NEDENİYLE AZAP OLUNUR” hadisleri yer almaktadır. Kur’an ile sağlaması yapıldığında bu rivayetlerin En’âm/ 164. ayetine aykırı oldukları görülmektedir:

164.De ki: “Allah her şeyin Rabbi iken, ben Allah’tan başka Rabb mi arayayım?” Her kişinin kazandığı yalnız kendisine aittir. Yükünü taşıyan kimse, bir başkasının yükünü taşımaz. Sonra sadece Rabbinizedir dönüşünüz.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar