Mustafa Ünalan

Mustafa Ünalan

Mail: mustafaunalan@hotmail.com

İlgilendiği Şeyin Fıtratını Bilmeyen Başarılı Olamaz

 Fıtratsız varlık yoktur. Her varlık var edilirken fıtratıyla birlikte var edilir. Fıtrat türe ait bir kavramdır, türün içinden bir bireye değil. Dolayısıyla şahsiyet fıtrat üzerine temellendirilir. Şahsiyetin fıtratı onun ait olduğu türü gösterir. Fıtratın şahsiyeti ise, türün içinde belirginleşip öne çıkan ve biricikleşen ferdi gösterir.

Fâtır Allah’a iman, O’nun eşyaya fıtrat verdiğini peşinen kabullenmeyi gerektirir. Bu kabulün bir başka gereği daha vardır: Fıtratı keşfetmek. Evet, insan eşyaya fıtrat veremez, fakat Allah tarafından verilmiş fıtratı keşfedebilir.

Eşyanın fıtratını yok sayarak ona muamele, fıtrata olumsuz müdahale anlamını taşır. Başarı da tam burada gizlidir. “Eşyanın tabiatı” dediğimiz şey, esasen “eşyanın fıtratıdır. Eşyanın fıtratını gözetmeden yaptığımız her şey, tabiattaki uyumu bozmaktadır. Uyum bozulduğunda, hayır için yaratılan eşyadan şer hâsıl olmaktadır.

Şu halde ister manevi, ister maddi, isterse beşeri olsun tüm ilimlerin maksadı fıtratı önce keşfetmek sonra gözetmek olmalıdır. Uğraştığı şeyin fıtratını bilmeyen başarılı olamaz. Sadece başarılı olmamakla kalmaz, aynı zamanda tahrif ve tahrip eder.

Âlim bilginin fıtratını bilecek. Bilginin malumat olarak kalmasıyla ilme dönüşmesi arasındaki farkı ancak bu sayede keşfeder. Bilginin sermayesini Allah’ın verdiğini, ta’limu’l-esma’nınbu demeye geldiğini ancak bu sayede keşfeder.

Öğretmen insanın fıtratını bilecek. İnsan öğrenen ve öğrendiğini öğretebilen bir varlıktır. Kur’an’da Kabil’in kargadan ceset gömmeyi öğrenmesi bu hakikati ifade eder. Öğretmenin temelinde şefkat ve merhamet bulunur. Rahman Suresi’nin girişi bunu telkin eder.

Müzisyen sesin fıtratını bilecek. Zira Allah sesin de rabbidir. O sese bir fıtrat vermiştir. Müzik ne kadar sesin fıtratına uygun icra edilirse, insanda karşılığını o oranda bulur. İsa’dan önce 569 yılında doğmuş ünlü matematikçi Pisagor’un Eski Mısır’ın gizli ilimlerinden derleyerek aktardığı tabii ses armonisi bizim gerçek musikimizde halen yaşamaktadır. Oysa Batı müziği bu doğal ses düzenini terk ederek “tempere aralıklar” adı verilen yapay bir ses sistemi geliştirmiştir. Bu işin uzmanlarından biri şu tesbiti yapar: Bu iki müziğin kendi karakterlerini muhafaza ederek bir araya gelmesi mümkün değildir. Zira ikincisi sesin fıtratına aykırıdır.

Hekim objesi olan insanın ve insan bedeninin fıtratını bilecek. Tedavi, organı veya sistemi fıtratına döndürme çalışmasından başka bir şey değildir ve olmamalıdır. “Ebedi yaşam” sloganı fıtrata aykırı bir slogandır.  Bedenin fıtratını bilen bir hekim, hayata olduğu kadar ölüme de saygılı davranır. Bu çerçevede söylemeliyiz ki, gen teknolojisini fıtratı inkâr eden bir akıl kullanınca felaket, fıtratı gözeten bir akıl kullanınca saadet ortaya çıkar.

Sosyolog toplumun fıtratını bilecek. Allah toplumsal değişme için koyduğu fıtratın yasasını Ra’d Suresi’nin 11. Ayetinde bildirmiştir: “Kuşkusuz Allah, bir toplumu oluşturan bireyler kendi hallerini değiştirmedikçe o toplumun halini değiştirmez.”

Fizikçi maddenin fıtratını bilecek. Botanikçi bitkinin fıtratını bilecek. Biyolog canlının fıtratını bilecek. Mimar malzemenin fıtratını bilecek. Bildikten sonra fıtrata aykırı davranmayacak ve davrananlara karşı mücadele edecek.

Sözün özü: Allah, Fâtır’dır. Fâtır Allah eşyaya fıtrat koyar. Allah’a iman eden O’nun Fâtır ismine de iman eder, bu isme iman eden ise O’nun eşyaya fıtrat koyduğunu kabul eder. Bu hakikati kabul eden eşyayı tanımanın ona verilen fıtratı tanımaktan geçtiğini bilecektir. Bildikten sonra bilgisini uygulayacak ve herkes kendi alanında fıtrata dönüşü temsil edecek ve onun mücadelesini verecektir.

Fıtrata uygun hayat Kur’an’ı hayattır, vesselam. Fıtrat ayeti ne diyor?

Müslüman, İslam üzere olan kimseye verilen addır. İslam ise teslimiyet yoludur. İnsanın Allah’a kayıtsız şartsız teslimiyetini ifade eder. Esasen Allah’a kayıtsız şartsız teslim olmakla ifade edilen şey, hakikate kayıtsız şartsız teslim olmaktır. Rum Suresi’nin 30. ayeti, “fıtrat ayeti” olarak isimlendirilmeyi hak emektedir. İşte bu ayet, insan fıtratının doğuştan hakikati tasdike yatkın olduğunu beyan eder:“İmdi sen (ey insan), varlığını her tür sapmadan uzaklaşarak tümüyle doğru ve asıl dine, Allah’ın insanlığın özüne yaratılıştan nakşettiği fıtrata çevir; (ta ki) Allah’ın yarattığında bir bir başkalaşma olmasın; işte değer odaklı gerçek dinin (amacı) budur; fakat insanların çoğu bilmiyorlar.” (Rum 30/30).

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar