Oğuzhan Osmanoğlu

Oğuzhan Osmanoğlu

Mail: aksarayportal@hotmail.com

Kahraman Menderes

Siyâsetin   her geçen gün kızıştığı,siyâsi  yorum ve  tahminlerin   kesilmediği,totoların havada  uçuştuğu Aksaray  siyasetinin biraz dışına  çıkıp,  63 yıl öncesi bir  hâtıraya  gidelim bu hafta.Öyle  bir hâtırâ ki  her okumada  insanın kanının donduğu,  ecdâda  saygısı  ve muhabbeti olanların  gözyaşlarınına hakim olamayacağı gurur ve  elem dolu bir hatıra.Bu vesile ile  Aksaray  kargaşa  siyasetine mola verip   bir nebze  nefes  alalım.Ekseriyetle  alıntı olan bu hatıranın dehşetengiz  ve vakar  dolu  muhtevasından  ve tesirinden  dolayı  sizlerle paylaşmak   elzem oldu…Merhum  Adnan Menderes, 1952 yılında NATO toplantısı için Fransa'ya gider. Bir ara Paris büyükelçisini yanına çağırarak;  "Osmanoğulları ailesinin Paris'te yaşıyor olması gerek. Bunlar ne yer, ne içer, ne ile geçinir?" diye sorar. Büyükelçinin  aile  hakkında hiçbir bilgiye sahip olmadığını gören Menderes, büyük bir hiddetle ;  "Sana 24 saat mühlet! Ya Osmanlı ailesinin adresini  ya da istifanı getir" . Bir müddet sonra büyükelçi elinde adresle gelir. Osmanoğulları  ailesinin  ziyaretine giden Menderes, gördükleri karşısında çılgına döner. Devlet-i Aliye'nin Ulu Hakanı Sultan Abdülhamid Han'ın 80 yaşındaki hanımı Şefika Sultan, 60 yaşındaki kızı Ayşe Sultan ve diğer Osmanlı hanımları, Paris yakınlarında bir bulaşıkhanede Fransızların bulaşıklarını yıkamaktadırlar.Menderes gözyaşlarını tutamaz. Şefika Sultan'ın ellerine sarılır ve;  "Anne ne olur affet bizi, geç geldik" der. Ayşe sultan sürgünden otuz yıl sonra gördüğü bu vatan evladına;  "Sen kimsin"? diye sorar. Menderes de;  "Ben Türkiye Cumhuriyeti'nin başbakanıyım" der.  "Ben başbakanım" sözünü duyan koca sultan sevinçten öyle bir çığlık atar ki kalbi duracak gibi olur, bayılır. Menderes Türkiye'ye döner dönmez doğruca Cumhurbaşkanı Celal Bayar'a çıkar."Osmanlı hanımlarını bulaşık yıkarken gördüm. Onların Türkiye'ye dönmeleri için af kanunu çıkaracağım" der.Celal Bayar da;  "Adnan Bey sus! Sakın bu konuyu bir daha başka yerde açma, silahlı kuvvetlerin içindeki cunta Türkiye'de ihtilal yapar" der. Menderes cebinden çıkardığı  mektubu masanın üzerine bırakarak dışarı çıkar. Mektupta şunlar yazılıdır:    "Analarının Fransa da hizmetçilik yaptığı bir ülkenin başbakanı olmaktan utanç duyuyorum, istifamın kabulünü arz ederim. İmza;Adnan Menderes."Menderes'in istifadan vazgeçmesi için epeyce uğraşılır ve ailenin yurda dönmelerine izin verilmesi şartıyla Menderes istifadan vazgeçer.  İstanbul'a dönenler arasında Sultan II. Abdülhamid'in hanımı ve kızı da vardır. Bir sabah erken saatte İstanbuldaki  evlerinin kapısı çalınır. Kapıyı Abdülhamid'in kızı Ayşe Sultan açar. Gelen kişi Menderes'tir.  "Şayet kabul buyururlarsa Valide Sultan'ı görmek isterim" der. Bu ziyaret esnasında Şefika Sultan birden merhum başvekili çıkaramaz ve kızı Ayşe Sultan kendisine yardımcı olur,"Anneciğim Türkiye Cumhuriyetinin Sadrazamı ziyaretimize gelmiş’’diyerek hatırlatır. Elinde tespihiyle Menderes'i karşılayan Şefika Sultan;  "Berhudar olasın evlâdım, hoş geldiniz." der. Başbakan da;  "Teşekkür ederim Valide hazretleri; hoş bulduk." demesinden sonra Şefika Sultan;  "Beyefendi, niçin önceden haberimiz olmadı? Böyle, hazırlıksız ve gâfil avlandık" der. Menderes de; -"Zararı yok efendim. Bendeniz elinizi öperek hayır duanızı almak ve bir ihtiyacınız olup olmadığını öğrenmek için geldim" der. Ayrılırken daha sonraları Yassıada da onun da hesabının sorulduğu banknot dolu bir zarf bırakır.Seni saygı  ve rahmetle  yâd  ediyoruz. Sana boşa kahraman denmemiş. Mekânın Cennet olsun..   
Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar