Mustafa Ünalan

Mustafa Ünalan

Mail: mustafaunalan@hotmail.com

Kur’an Da “Şefaat” İbâresinin Geçtiği Ayet Sayısı

 Kur’an da “Şefaat” ibâresinin geçtiği ayet sayısı 25’tir. Bunlardan 23 tanesi “olumsuzlama” (nefy) üzerine kuruludur. Geriye kalan 2 tanesinden biri müşriklerin ağzından nakil Yunus Süresi: 18), diğeri de şefaati tamamıyla Allah’a hasreden şu ayettir: Zümer Suresi (39/44):

“De ki: Şefaat (izin verme) yetkisi tamamıyla ve sadece Allah’a aittir. Gökler ve yerin mutlak otoritesi (de) O’na aittir: sonunda sadece O’na döndürüleceksiniz. Kur’an da bahsedilen tüm şefaat ayetleri bu ayet ışığında anlaşılmalıdır. Bu ayet açık ve net olarak şefaati yalnızca Allah’a tahsis etmektedir. Bu durumda “illa” istisna edatıyla gelen ve “ancak onun izin verdikleri müstesna” gibi bir karşılığı olan ibâreler bu ayetle çelişmeyecek bir biçimde anlaşılmalıdır.

Allah, zatına ait olan yetkiyi, razı olduğu kimseler için kullanır. Bu tıpkı şuna benzer: bir ödülü takdir ettiği birine veren yüce makamın sahibi, ödülü hak edene takdim etme işini dilediği birine verebilir. Ödülü hak eden kimsenin ödülünü aracı bir kimseden alması ödülün sahibinin o olduğu anlamına gelmez. Ödülü takdim eden kişi, sadece bir aracıdır. Şefaat “çifte” katlanmış bir ödül tevdiidir. Ödülün sahibi Allah’tır, ödülü vermesi istenen kişi de ödül verilen kimse gibi Allah tarafından onurlandırılmıştır. Bu durumda 25’ten geriye kalan 2 ayet de delaletten menfi çatıya dâhil olurlar. Bu olumsuz çatı garip değildir. Zira Kur’an şefaatten, şefaati ispat için söz etmez. Muhatapları inkâr ediyormuş da, Kur’an onları şefaate imana çağırıyor değildir.

Durum tam aksinedir. İlk muhatapların, Allah’ın astları olarak (min dûnillah) daha başkalarına kulluk etme gerekçeleri, onların kendilerine şefaat edeceğine olan inançlarıdır. Bu hakikat tam da Zümer Süresi’ nin 3. ayetinde dile gelen hakikattir: “O’ndan başkalarını sığınacak otorite edinenler, ‘Biz bunlara sadece bizi Allah’a yaklaştırsınlar diye kulluk ediyoruz’ derler.” Böyle yapanlara da Zümer süresi 65de tüm iyi amellerininde boşa gideceği anlatılır.

Kur’an şefaat konusundaki ayetleri menfi çatı üzerine kurarken, işte muhatapların bu sapık şefaat inançlarını hedef alıyordu. Bütün bunlardan dolayı, istisna cümleleriyle gelen ayetler bu ayet ışığında anlaşılmak zorundadır. Tam bu noktada zorunlu olarak şu soru sorulacaktır: “Peki, şu halde şefaati reddeden ayetlerin tümü de buradaki gibi mutlak red ve Allah’a tahsis ile gelmek yerine, bir kısmı neden istisna cümlesiyle gelmiştir? “ Evet, 25 ayetten 8 tanesi istisna cümlesiyle gelmiştir. Üstelik bunlar standart kalıpta da değildirler. Özellikle Necm 26, Meryem 87 ve Zuhruf 86’da kullanılan üslûp, istisnayı dikkate almamızı gerektirir. Son bir soru: Hem tüm şefaatle ilgili ayetleri şefaati yalnız Allah’a has kılan bu ayet ışığında anlayacağız, hem de istisnayı dikkate alacağız; bu çelişki olmaz mı? Çelişki insanın zihnindedir, Kur’an’da çelişki olmaz. Bunun açıklaması şudur: istisna cümlelerinde izin verilecek şey “şefaat” değil, “Allah’ın şefaati takdim etme, bildirme” iznidir.

Tıpkı peygamberlerin, Allah’ın insanlığa gerçek şefaati olan vahyi iletmeleri gibi. Ahirette Allah’ın şefaati en büyük ödüldür. Fakat Allah kulunu Ahirette yargılayıp Cehenneme koydu ise oradan çıkarmaya kimsenin gücü yetmez, kimin affı rahmeti Allahtan çok? Şefaat Allah’ın Cennete girmiş kullarına verdiği dereceler makamlar ödüller ödülü takdim ve tevdi etme izni verilenler de ödüllendirilmiş olurlar. Ödülün elinden alındığı kimse ödülün sahibi değildir, ödülün sahibi Allah’tır. Allah birine ödül vererek, diğerine ödül verdirerek, ikisini de ödüllendirmektedir. Allah adına şefaat dağıtan FETÖ, bu zihniyeti taşıyan merdiven altı şeyh gavs tarikat tasavvuf vs.

Kuran Müslümanlığı sapıklık zındıklık diyen zındıklar Kuran düşmanı zındıklar! Resul Muhammet As ilk Kuran Müslümanı değil mi? 23 yıl sadece Kuran tebliğ etmedi mi? Onlarca vahiy kâtibi Kurandan başka kitap mı yazdılar? Bu Kurandan sorgulanacaksınız diyen Allah Zuhruf süresi 44, Bu kuran size yetmiyor mu diyende Allah Ankebut süresi 51de, bu Kuranın içine kendinden bir şey katarsan şah damarını keserim diyen de Allah Hakka süresi 44 de, daha ne desin ki? Yunus süresi 15de ben bana vahy edilene uyarım diyende Resul Muhammet As. Allah dini koyan, peygamberler dini uygulayan, tatbik eden, tebliğ eden. Bize düşende Allah’ın demediğini dememek, Resulün söylemediğini söylememek, Kuranda olmayan hiç bir şeye Resul Muhammet As din dememiş, bizde onu dinde tek rol model örnek almalıyız Kuran Muhammed’e uymalıyız.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar