Yaklaşık seksen yıldır AB’nin özellikle Müslüman uluslara karşı takındığı tavır buydu. Jakoben bir anlayış, kendinden olmayanları küçümseten bir yaklaşım.
Ülke insanı olmayanı önce entegrasyon ardından terbiye edemediği azınlık ya da diğer birey ve topluluklar asimilasyona tabii tutarak eritme, sindirme veya yok etme politikaları hep var olmuştur. Sömürdüğü ülkeler sayesinde ayakta kalabilmişler. Varlıklarını ve hegomanyalarını bu sayede sürdürebilmişlerdir.
Ancak şimdi ki AB’nin davranışı pek iç açıcı olmadığı söylenebilir. Zira yaşlanan nüfus oranıyla geleceğe ait ümit vaat etmektedir. Fabrika ve endüstrisel kurumlarını teslim edecek sağlıklı bir jenerasyon ve de peşinden gidilecek bir Lider profili bulunmadığından alarm zilleri çalan AB entelektüel elleri kasa kasa düşünmektedir.
Örneğin; Alman şensalyosu Merkel beşinci kez aday olmayı düşündüğünü açıkça deklere etmesi bu lider yetiştirmemenin bir sonucu olsa gerek. İşte bu yüzdendir ki AB’nin şu anki liderleri tüm bu olumsuz gelişmelere rağmen Türkiye’yi Avrupa Sopasıyla hizaya getirmeye çalışmaktadırlar. Özetle; “ Türkiye’yi AB üyeliğinden çıkaralım.
Üyeliğini donduralım. Yaptırım uygulayalım gibi teranelerle hala kuyruklarını dik tutmanın çapasındalar. Ancak Türkiye artık eski Türkiye olmadığını gibi böyle palavralara pabuç bırakmayacak konumda ve durumda olmadığını verdiği mesajlarda açıkça ortaya koymuştur.
Artık Soru Sorma Zamanı bizde, yani Türk Ulusunda, yıllarca kanımızı emen AB’nin düklerine ve krallarına soru sorma zamanı gelmiş ve hatta geçmiştir.
AB parlementosu başkanın “Türkiye’yi AB’den çıkaralım” mesajına Türkiye’den gelen tokat gibi cevap, tüm dengeleri alt üst etti. “Terbiyesiz Adam” cevabını işiten AB başkanı Martin SCHÜTZ şok geçirmiş, ne diyeceğini bilememiştir. İşte AB’nin anladığı dil maalesef bu dil…
İnsan hakları, demokrasi, Hümanizim, eşitlik falan bunlar AB’de artık hikaye olarak okutuluyor ve öyle tatbik ediliyor.
AB’nin yaptığı son toplantı da “Türkiye bizim vazgeçilmemiz müttefikimizdir ” diyerek oylamaya çalışsalar da artık takke düştü kel göründü.
Yıllarca uyutulan insanımız derin uykusundan uyanmış. AB’nin dost olmayacağını ve de aynı çuvala girilmeyeceğini atlattığı çok badirelerden sonra öğrenmiş oldu.
