Belki siyasi seçilmişler halk arasında konuşmamaya özen gösteriyorlar ama gizli gizli de bu konuşmaları dillerinden hiç düşürmüyorlar. Sayın Sevinç KASAL istifa etmiş. Bir piknik alanında konuşmalara şahit olmuştum. Hani bu konularda bir şey söyleneceği zaman "aman aman benim adım konuşulmasın" korkusu var ya , onun için bir çok gerçekte faili meçhul olur gider. Hep "her şey bilinsin", "imseden bir şey saklanmasın", "çok şeffaf olunsun" diye feryat ederiz. Ama asıl olan kendi bildiklerimizi bazı toplumsal çekincemelerden dolayı , başkaları ile paylaşmayız. Ama hani hayat "paylaşınca güzel" di!.. Bildikleriniz sadece siz kendiniz bilirseniz ve o bildikleriniz sizinle öbür dünyaya giderse bunun kime ne faydası olacak ki!.. Bir de düşünün bildikleriniz bu milletin geleceğini olumlu yada olumsuz etkileyebilecek şeyler ise o zaman durum çok ama çok vahim değil mi. Evet piknikte konuşuluyordu " Sevinç Kasal istifa ettirildi. Sayın vekil istediği için istifa etmek zorunda kaldı." diyordu. Diğer şahıs " neden , neden Sevinç Kasal istifa ettirilmek zorunda kalınsın ki!..." diye tepkili bir tavırla sorusunu soruyordu. " SEVİNÇ KASAL hep kadın kollarına eğitimi fazla olmayan , yüksek okul mezunu olmayan kişileri üye yapıyor. Hep yanına böyle kişileri topluyor. Dolayısı ile ileri de kendisine de rakip çıkmamış olacakmış. Mantık bu !... ama bu parti her türlü şekilde donanımlı kişilere ihtiyacı var. Sayın vekilde böyle düşündüğü için özellikle de kadın kollarının eğitimi yüksek olan kişilerden oluşması gerektiğine inandığı için sayın KASAL ın istifa etmesini istemiş" diyor. Sebep belli.. orada ya bir yanlış anlaşılma var yada artık " ya o ya ben" restleşmesine dönüşmüş gibi. Ama şimdi balkıyoruz gazete manşeti " SEVİNÇ KASAL vekillik için istifa etti" diyor. Yani burada nasıl bir savaş taktiği uygulanıyor anlamak mümkün değil. Aslında siyasi kulislerde hep SEVİNÇ KASAL ın gelecek dönem için potansiyel vekil adayı olduğu söyleniyordu. Bundan normal ne olabilir ki. Ama şimdi bu konuşmaları duyanlar ve burada geçmişte gerçekten çok çalışmış , geçmişi çok başarılı bir kadın kolları başkanı söz konusu olunca ister istemez şöyle bir irkiliyor. istifa mı ediyor , istifa mı ettiriliyor!... Kim kime karşı geliyor. Kim kimi bu arenada istemiyor. Geçmişte bu kadın kolları teşkilatı değil miydi bazılarına vekilliği , belediye başkanlığını kazandıran. Şimdi ne oldu , ne değişti de şimdi böyle bir tavır takınıldı!... Bunca sene emeği geçmiş , hatta AK PARTİ kuruluşu ve öncesi de bu kadar emek sarf etmiş kişilerin artık hak ettikleri belli makamlara aday olacak olmaları bu kadar mı zorunuza gidiyor. Bu hırs " hep benim olsun , ben hiç zirveden inmeyeyim" isteği ne zaman son bulacak anlamıyorum. O zaman sizler ne için hizmet ettiğinizi kimselere anlatamazsınız.
