Mustafa Ünalan

Mustafa Ünalan

Mail: mustafaunalan@hotmail.com

Tarikatlar, Tekkeler, Zaviyeler

Hz. Muhammet'ten bir süre sonra İslam dünyasında aynı anda farklı halifeler ve farklı İslam yorumları ortaya çıktı. Zamanla mezhepler ve tarikatlar doğdu. Tarikat mensupları “tekkelerde” ve onun daha küçüğü “zaviyelerde” toplandılar.

Tekke ve zaviyeler, önceleri “kaba softalığa” karşı bir tür sığınma, sohbet, düşünme yeriydi.

Müslüman Türklerin kurduğu tasavvuf tarikatları (tasavvuf dervişleri) Orta Asya'dan Anadolu'ya “hoşgörülü” bir İslam anlayışının yayılmasında etkili oldular.

Osmanlı, her dönemde tarikatları kontrol etmek istedi. Osmanlı'da resmi dinsel söylemin dışına çıkan ve halkın desteğini alan tarikat şeyhleri ya sürgüne gönderildi ya idam edildi. (Yanardağ, s. 147).

Osmanlı'da tarikatlar da devleti kontrol etmek istedi. Bu bağlamda kıyasıya bir Bektaşi ve Mevlevi rekabeti yaşandı. 17. yüzyıldan itibaren Osmanlı padişahları Konya Mevlevi Çelebi'sinden kılıç kuşanmaya başladılar. Daha sonra Bektaşiler, Yeniçeriler üzerinden devleti kontrol etmek istediler. II. Mahmut, Bektaşiliği ezmek için Sünni ulema ve Nakşibendi, Kadiri, Halveti, Mevlevi, Sadi gibi öteki tarikatların desteği ile 1826'da Yeniçeri Ocağı'nı kaldırdı. Bektaşi tekkeleri, Sünni tarikatlara verildi. Bazı Bektaşi tekkeleri yıktırıldı. Bazıları “kışla” yapıldı.

Cevdet Paşa'nın deyişiyle, “Yeniçeri Ocağı, Sünni tarikatların desteğiyle kaldırıldığından hükümet aşırı taassup yolunu tuttu. Sağlam dindarlığın yerini riyakâr taassup aldı. Meydan mutaassıplara kaldı. Bundan çok zarar görüldü…” (Berkes, s. 158-163).

Her kurum gibi zamanla tekke ve zaviyeler de çürüdü; düzensiz, disiplinsiz, maddi ve manevi perişanlık içinde bağnazlık yuvaları haline geldi.Osmanlı, 1812'de tekke vakıflarını denetim altına aldı. 1826'da Bektaşiliğe darbe vurdu. 1866'da da tekke ve zaviyeleri kontrol etmek için Şeyhülislamlığa bağlı “Meclis-i Meşayıh”ı kurdu. Tekke ve zaviyelerdeki şeyhleri, dervişleri bu kurum atamaya başladı. (Yanardağ, s.147). Kuşadalı İbrahim Halveti, tekkelerin artık bozulduğunu ve kapatılması gerektiğini söylemişti: “Tekkelerde artık hayır kalmamıştır. Bunların kaldırılması lazımdır. Bunlardan artık insanlığa da, İslam'a da hiçbir hayır gelmez.

Çünkü tekkeleri, meyhane ve kerhaneye dönüştürdüler” demişti. (Öztürk, s.204.) . Atatürk “Ölüleri yardıma çağırmak, uygar bir ulus için yüzkarasıdır . 677 Sayılı Kanun'a göre “cami ve mescit dışındaki” tekke, zaviye, türbeler kapatıldı. Tarikatlar ile şeyhlik, dervişlik, müritlik, dedelik, seyitlik, çelebilik, babalık, emirlik, nakiplik, halifelik, falcılık, büyücülük, üfürükçülük, muskacılık gibi san ve sıfatların kullanılması yasaklandı. En doğru, en hakiki tarikat tarikatı medeniyedir (medeniyet tarikatıdır).” (Vakit, 1 Eylül 1925)

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar