Türkiye Cumhuriyeti'nin önsözü olan Çanakkale Zaferimizin 100'ncü yılında toprağın her zerresinin kan ile yıkandığı kutsal topraklarımızda, bize anlatılan Çanakkale savaşı değil aslında. Bir düşünün dersimizi dikkatle dinlersek bugün bu tablo içinde yepyeni bir devleti teslim almış biz kuşaklara nesiller boyunca savaş değil bu toprakları nasıl ve ne şartlarda kazandığımız anlatıldı. "Anlatıldı da" Bir milletin yeniden dirilerek var oluş mücadelesi verdiği, her türlü yokluğa rağmen dönemin en modern donanma ve ordularına karşı vatanını kahramanca savunarak efsaneleştiği, tarihe altın harflerle yazılmış bir kahramanlık destanı olan aziz şehitlerimizi, Çanakkale, ‘Ben size taarruz etmeyi değil, ölmeyi emrediyorum’ diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü siyasete alet edip, itibarsızlaştırdık. Ucuz siyasetle görüşümüz ne olursa olsun hangi tarafta olursak olalım hepimiz Türkü, Kürdü, Lazı, Çerkezi,omuz omuza savaşmış ve beraberce şehadet şerbeti içmiş koca bir nesli, bu vatan için kan göllerinin içinde şehit olurken kan kardeşi olmuş tüm Anadolu insanın birlik ve beraberliğine gölge düşürdük.Bu nasıl bir ayrışmadır, tüm bunları bilerek nasıl bir görmezden gelinmektedir. Kendi neslimizin bakış açısıyla, bu kafayla mı büyük zaferin gururunu yaşatan şehitlerimizi asla unutmadan, bir asır geçmiş tarihimizi gelecek nesillere aktaracağız. Sevelim sevmeyelim, kabul edelim etmeyelim, "Yeni Türkiye" Atatürk'süz olamaz! Temiz siyaset ile o kahramanlık destanını yazan şehitlerin torunu olarak Çanakkale Deniz Zaferi'nin yıldönümünde, bize bıraktıkları mirasın ve verdikleri mücadelenin bilinciyle Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları ile kahraman şehitlerimizi rahmet ve şükranla anıyorum. Sevgiyle Kalın
