Mevlüt Kılıç

Mevlüt Kılıç

Mail: mevlutklc066@anadoluekspres.com.tr

Yüzüncü Yılının Ardından

Sene 1978, 10 yaşındasın Cumhuriyetin ilanının 55. yıl dönümü.

O yıllarda ilkokula başladığınız andan itibaren 23 Nisanlar, 19 Mayıslar, 29 Ekimler, 30 Ağustosların kutlama programları yaklaştıkça tatlı bir heyecan ve bir telaşe başlardı.

Siyah önlük, kolalı beyaz yaka ve beyaz mendilimiz, kimimizin ayakkabısı lastik, kimisinin naylon, en iyisininki kundura.

Günler süren coşkulu bayram hazırlıkları, ezberlenen şiir ve günün önemine binaen özlü sözler...

Bayram sabahı erkenden kalkar anamızın bir gün önceden hazırladığı tertemiz siyah önlüğümüzü giyer, tertemiz beyaz mendilimizi cebimize takar, elimizde Atatürklü ay yıldızlı bayrağımız ile koşa koşa okulun yolunu tutardık.

Öğretmenlerimiz gayet ciddi bir disiplinle günler öncesinden çalıştığımız yürüyüş marş ve şiirlerimiz için kısa son bir prova yaptırır,

Okul bahçesinde toplanmış velilerimiz ile gururla coşkuyla kutlamamızı yapardık.

Kutlamaların ardından tüm okul öğrencileri çiftli sıralar halinde ellerinde bayraklar yüksek sesle marşlar söyleyerek Ankara’nın sokaklarını inleterek,

“Dağ başını duman almış

Gümüş dere durmaz akar

Güneş ufuktan şimdi doğar

Yürüyelim arkadaşlar

La la la lay lay”

Gençlik marşını ve birçok marşı söyleyerek Ankara sokaklarını inletir.

Korteji izleyenlerin gözyaşları ve alkışlarıyla gururlanır, günün sonunda bize bu cennet ülkeyi ve cumhuriyetimizi armağan eden Ulu Önder Atatürk ve aziz şehitlerimizi minnet ve dualar ile anardık.

Sadece başkentte değil, ülkemizin tüm vilayet, ilçe, belde, köy ve mahallerinde de durum bu şekildeydi.

Daha ilk okuldan itibaren vatanımızın ne denli zorluklar altında bize emanet edildiğini, ecdadımızın vatan olmazsa evin işin aşın aşkın olmaz, bu vatan için onca yokluğa sıkıntılara rağmen küllerinden bir ordu kuran Asrın liderinin ve silah arkadaşlarının aziz şehitlerimizin canı pahasına nasıl bir mücadele ile zafer kazandığını öğrenir, gurur duyardık.

Her resmi bayramlarımızda onların kutsal emaneti olan ülkemiz ve Cumhuriyetimize nasıl sahip çıkacağımızı haykırırdık.

Değerli dostlar,

Ülkemiz ve milletimiz çok zor yıllar geçirdiğinde bile tüm resmi bayramlarımız büyük bir coşkuyla kutlanırdı.

100. yılını büyük bir gurur ve onurla yaşadığımız 29 Ekim 2023 tarihinin Cumhuriyet coşkusu böyle mi olmalıydı?

Şu an hayatta olan bu nesil, 200. yılı zaten göremeyecek.

Cumhuriyet rejimi ve Atatürk’le sorunu olanlar, sistematik bir şekilde Cumhuriyetin değerlerini yok sayanlar,

Tarihin tozlu saylarında yok olmaya mahkûm olduğu olacağı gibi...

Ulu Önder Atatürk başta olmak üzere nice isimsiz kahramanlarımızın bizlere, bizim de gençlere armağan ettiğimiz cennet vatanımız ve Cumhuriyetimiz ilelebet yaşayacaktır.

Cumhuriyetimizin 100. Yılı kutlu olsun.

Ne diyordu Gençlik Marşı’nda Yobaz beyinlere inat,

“Her geceyi güneş boğar

Ülkemizin günü doğar;

Yol uzun da olsa ne var

Yürüyelim arkadaşlar.”

Kalın sağlıcakla.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar